"Bu nasıl olabilir? Göksel İmparator nereye gitti?"

Göksel İmparatorun, Berrak Sihirli Aynanın içindeki figürünün kaybolduğunu gören kalabalık, erkek kahraman Lin Feng ve kadın kahraman Xiao Yanran da dahil olmak üzere dehşete kapıldı.

Göksel İmparator'un gücü, çoktan Ölümsüzlük Alemine ulaşmıştı.

Eğer Göksel İmparatora gizlice saldırıp gafil avlanmasaydılar, onu hapsetmeleri imkansız olurdu.

Eğer Göksel İmparator Berrak Sihirli Aynadan kaçabilirse, hepsi kolayca Göksel İmparator tarafından bastırılacaktı.

Göksel İmparatorun o korkunç şöhretini düşününce, Herkesin vücudu titredi.

"Endişelenmeyin, Berrak Sihirli Ayna birini arıtmaya başladığında, o kişinin tüm hayatını ortaya çıkarır. Şimdi Göksel İmparator arındırılıyor, Berrak Sihirli Ayna içinde gösterilen şey onun geçmişidir."

Tam herkes panik içindeyken, soğuk bir ses gökten indi ve zihinlerine ulaştı.

Bu soğuk sesi duyunca, başrol Lin Feng ve diğerlerinin yüzlerindeki panik ifadesi kayboldu.

"İmparatoriçe Hazretlerine rehberliği için teşekkür ederiz."

Bir grup insan başlarının üstündeki boşluğa büyük bir saygı duruşunda bulundu.

Dokuz Katlı Göksel Saraya saldırıp Göksel İmparatoru yenebilmeleri, göksel İmparatorun hazırlıksız yakalanmasına ve fırsattan istifade ederek onu hapsetmelerinde en büyük yardımı, bu İmparatoriçe Hazretleri yapmıştı.

İmparatoriçe Hazretleri başka bir alemden geliyordu ve Göksel İmparator ile aynı seviyede bir varlıktı. Eğer bu gücün desteği olmasaydı, Lingxuan(Ruhsal Gizem) Kıtasındaki canlılar, Göksel İmparatora karşı koymaya asla cesaret edemezdi.

...

Göksel İmparatorun kaçmadığını, Berrak Sihirli Aynanın gücünü göstermeye başladığını öğrendikten sonra, başrol Lin Feng ve diğerleri sonunda rahatladılar.

Tekrar önlerindeki Berrak Sihirli Aynaya baktığında, Lin Feng gülümseyerek şöyle dedi: "Berrak Sihirli Aynanın böyle bir işlevi olduğunu bilmiyordum. Zaten boş boş oturuyoruz, hadi şu Göksel İmparatorun geçmişte ne gibi kötü şeyler yaptığına bakalım?"

"Hmph, Göksel İmparator çok kötü şeyler yaptı, geçmişine bir kez bile bakmak istemiyorum." Xiao Yanran soğuk bir şekilde homurdandı.

Göksel İmparator olan kardeşinden zaten nefret ediyordu.

Yan taraftaki derin bir gelişim seviyesine sahip güçlü adam, Xiao Yanran'a bir bakış attı ve başını sallayarak şöyle dedi: "Yanran kardeş, aslında ağabeyin... hayır, Göksel İmparator eskiden iyi kalpli biriydi,, sadece sonradan değişti."

Bu güçlü adamın adı Teng Gong'du.

Yanındaki diğer birkaç kişiyle birlikte, hepsi bir zamanlar Göksel İmparatorun yeminli kardeşleriydi.

Aynı zamanda Göksel İmparatorun en güvendiği astlarıydılar.

Göksel İmparatorun tüm askerleri onların kontrolüne verilmişti.

Ne yazık ki, Göksel İmparatora ihanet ettiler, bu nedenle de Dokuz Katlı Göksel Saray kolayca ele geçirildi.

"Teng Gong, bu saatten sonra hala Göksel İmparator ağabeyine bağlılık mı duyuyorsun? Sizlere nasıl davrandığını unutma, neredeyse ruhlarınızı çekip kemiklerinizi soyarak sizi sonsuza kadar reenkarnasyondan mahrum bırakacaktı."

Son derece güzel bir görünüme sahip kadın, kaşlarını çatarak öfkeyle konuştu.

Bu kadının adı Xiao Mei'ydi.

Bir zamanlar Göksel İmparatorun en sevdiği eşiydi.

Ayrıca önceki Göksel İmparatorun da kızıydı.

Şimdi Berrak Sihirli Aynaya hapsolmuş olan Göksel İmparator, babasını herkesin önünde öldürerek tahta çıkmıştı.

Göksel İmparator ile evlendiği andan itibaren, her an babasının intikamını almayı düşünüyordu.

Bugüne nihayet, intikamını almayı başardı.

Yıllar boyunca biriken öfke, vücudunu öfkeyle doldurmuştu.

Tabii ki, o da bu kitabın on ana kadın kahramanından biriydi.

Teng Gong başını sallamaktan başka bir şey yapamadı ve konuşmayı bıraktı.

Herkesin giderek daha fazla gerginleştiğini görünce, başrol Lin Feng araya girmek zorunda kaldı ve "Herkes biraz sakin olsun, zaten üç gün sonra Göksel İmparator ölecek, o zaman geçmişte yaşanan hiçbir şeyin önemi kalmayacak." dedi.

Bunun üzerine çevredeki insanlar biraz rahatladılar ve hep birlikte başlarını kaldırıp Berrak Sihirli Aynaya baktılar.

...

Berrak Sihirli Aynasının içinde, Şu anda gösterilen, büyük bir ailenin eviydi.

Bu aile bir kutlama yapıyor gibiydi, her yer renkli ışıklarla ve kırmızı fenerlerle süslenmişti.

"Xiao Amca, kızınızın doğumunu tebrik ederim, umarım gelecek yıl kocaman bir erkek çocuğunuz olur."

Ekranda yaklaşık altı veya yedi yaşında bir erkek çocuğu belirdi, tombul orta yaşlı bir adamla konuşuyordu.

Orta yaşlı adam, çocuğun sözlerini duyunca gülümsedi.

Cebinden bir avuç bakır para çıkarıp önündeki çocuğa verirken, "ağzın iyi laf yapıyor hee~ al şunları, kendine tatlı alırsın." dedi

Çocuk bakır paraları aldı ve mutlu bir şekilde uzaklaştı.

Orta yaşlı adam, çocuğun uzaklaşmasını izlerken, sakalını sıvazlayarak kendi kendine mırıldandı: "Yan'er gerçekten iyi bir çocuk, keşke kızımla evlenebilseydi."

...

Bu sırada, Berrak Sihirli Aynanın önündeki insanlar, Bu ailenin yeni bir kız çocuğu olduğu için kutlama yaptığını anlamışlardı.

"O küçük çocuk, bir ihtimal Göksel İmparatorun olabilir mi?" Birisi aniden bir şey söyledi.

Çevredeki insanlar aniden ilgilenmeye başladılar.

Ekrandaki küçük çocuğu dikkatle izlemeye başladılar.

Gerçekten de bu küçük çocuğun kaşları ve gözleri, Göksel İmparator'unkine biraz benziyordu.

"O Göksel İmparator, asıl adı Lin Yan ama herkes ona Göksel İmparator diyor, bu yüzden çok az kişi onun gerçek adını biliyor." Teng Gong alçak sesle bir şeyler söyledi.

Göksel İmparatorun yeminli kardeşi olarak, Göksel İmparatorun adını biliyordu.

Teng Gong'un onayını duyunca, çevredeki insanlar aniden konuşmaya başladılar.

"Demek Göksel İmparator çocukken böyleydi, oldukça masum görünüyor."

Şu an ne kadar masumsa, gelecekte o kadar kötü olacak.

"Evet, kim düşünebilirdi ki, bu kadar sevimli bir çocuk, bir gün sayısız insanı öldüren şeytani bir imparator olacak. Eğer o zamanlara geri dönebilseydik ve bu çocuğu öldürseydik, bu kadar çok sorun yaşamak zorunda kalmazdık."

...

Herkesin ağzından iç çekişler yükseliyordu.

Eğer Teng Gong onaylamasaydı, Berrak Sihirli Aynadaki bu hayat dolu çocuğun, gelecekte acımasız ve şiddetli Göksel İmparator olacağına asla inanmazlardı.

Berrak Sihirli Aynadaki görüntü devam ediyordu.

Bu aile hala kutlama yapıyordu ve genç Göksel İmparator Lin Yan, onların evlerinde oyun oynuyordu.

Çok geçmeden, Gaöksel İmparator Lin Yan'ın babası da ortaya çıktı, yakışıklı bir orta yaşlı adamdı.

Lin ailesi ve kutlama yapan aile, yakın arkadaş gibi görünüyorlardı, birlikte oturup sohbet ettiler.

Ancak, kutlama bitmeden önce beklenmedik bir olay oldu.

Yedi Yıldız cüppesi giymiş bir grup figür, ailenin evinin üzerinde belirdi, bulutların üzerinde havada duruyorlardı.

"Piç Xiao Feng, Yedi Yıldızlı Tarikatıma ihanet etmeye nasıl cüret edersin! Bugün tüm aileni yok edeceğim."

Bir kükremeyle birlikte, bulutların üzerindeki figürler ellerinden birer birer uçan kılıçları fırlattılar.

Kılıçlar dans etti ve aşağıdaki tüm kutlama konuklarını öldürdü.

Bir kutlama, aniden bir katliama dönüşmüştü.

Ancak bulutların üzerindeki insanlar, masalardan birinin altında saklanan, genç Göksel İmparator Lin Yan'ın, kucağında bir bebekle, korku dolu bir yüzle titrediğini görmediler.

...

"Haha, demek Göksel İmparator da korkabiliyor, bu haline bakılırsa bir ödlekten pek de farklı değil."

Berrak Sihirli Aynanın içinde, genç Göksel İmparator Lin Yan'ın titreyen halini izlerken, çevredeki bazı insanlar gülmekten kendilerini alamadılar.

Ancak kahkahaları, kısa sürede etraftaki diğer insanların bakışlarıyla susturuldu.

Herkes, genç Göksel İmparatorun bu titreyen halinin, gelecekteki güçlü Göksel İmparator ile karşılaştırıldığında çok büyük bir tezatlık oluşturduğunu düşünse de sonuçta oradan bir katliam yaşanmıştı.

Doğru yolun temsilcileri olarak, elbette şu anda gülememeleri gerekirdi.

"Keşke Göksel İmparator şu anda öldürülseydi." Birisi hafifçe iç çekti, herkesin içinden geçenleri dile getirmiş oldu.

Sadece kadın kahraman Xiao Yanran, şu anda kaşlarını çatmış, Berrak Sihirli Aynadaki görüntüyü düşünceli bir şekilde izliyordu.

Berrak Sihirli Aynanın içindeki görüntü devam ediyordu.

Bulutların üzerindeki gelişimciler, aşağıdaki herkesi gelişigüzel katlettikten sonra hemen arkasını dönüp gittiler, aşağı inip kontrol bile etmediler.

Ancak bu normaldi.

Nede olsa onlar gelişimcilerdi.

Öldürülenler ise sadece sıradan insanlar.

Gelişimciler, sıradan insanların önünde her zaman böyle yüce olmalıydı, kimse bunu anormal bulmazdı.

Bu da genç Göksel İmparator'a hayatta kalma şansı verdi.

Çevrede hiçbir hareket kalmayınca, genç Göksel İmparator Lin Yan, kucağındaki bebekle masanın altından çıktı.

Etrafındaki kanlı sahne, yüzünü bembeyaz etti.

"Baba, Xiao Amca." Lin Yan, kucağındaki bebekle hızla babasını ve daha önce ona bakır para veren Xiao Amcasını buldu.

İkisi de şu anda yerde yatıyordu.

Xiao Amca ölmüştü.

Lin Yan'ın babası ise son nefeslerini veriyordu, oğlunun elini tutarak son bir çabayla şöyle dedi: "Yan'er, kollarındaki Yanran, Xiao Amcanın son kan bağı, onu alıp... hayatta kalmalısın."

Sadece bir cümle söyledikten sonra Lin Yan'ın babası da son nefesini verdi.

Tüm evde, sadece yerde yatan cesetler ve birkaç yaşındaki bir çocukla bebek kalmıştı.

...

Berrak Sihirli Aynanın önü şu anda sepsessizdi.

"O bebek, Yanran'mış."

Herkesin bakışları aniden Xiao Yanran'a döndü.

Zaten birçok kişi şüpheleniyordu.

Xiao Yanran ve Göksel İmparator kardeş olmalarına rağmen, soyadları bile farklıydı.

Şimdi herkes anlamıştı.

Demek Xiao Yanran, Göksel İmparator'un öz kız kardeşi değilmiş.

...

Bunu tahmin etmiş olsa da genç Göksel İmparatorun kendisini kurtardığını görmek, Xiao Yanran'ın yüz ifadesini yine de değiştirdi.

Ancak bunlar onun bebeklik dönemine ait anılarıydı.

Artık bulanık ve net değillerdi, neredeyse hiçbir şey hatırlamıyordu.

"Göksel İmparatorun daha sonra Yanran kardeşe karşı neden bu kadar acımasız olduğunu ve hatta Yanran kardeşin Yüce Kemiğini söküp almasını anlıyorum. Görünüşe göre en başından beri Yanran'ı öz kız kardeşi olarak görmemiş."

Xiao Mei, Xiao Yanran'ı teselli etmek için yanına geldi ve elini tuttu.

Lin Feng de gülümseyerek teselli etti: "Yanran'ın talihi yaver gittiği için zarar görmedi. Bu sayede Cennet İmparatoru tarafından küçükken kurtarılmamış olsa dahi, iyi olacağından eminim."

Çevresindeki insanların teselli sözlerini dinlerken, Xiao Yanran'ın yüz ifadesi sonunda biraz düzeldi.